Home / 9. Sınıf Tarih / Tarihin Diğer Bilimlerle İlişkisi

Tarihin Diğer Bilimlerle İlişkisi

TARİH BİLİMİNİN DİĞER BİLİMLERLE İLİŞKİSİ

Tarih olay ve olguları incelerken diğer bilim dallarından da faydalanır. Tarihe temel oluşturan belgelerin çeşitliliği, diğer bilim dallarından yararlanmayı zorunlu hale getirmiştir.

Tarihe yardımcı olan bilim dallarının başlıcaları şunlardır.

Coğrafya: Tarihi olayların yerinin belirlenmesi ve olayın olduğu coğrafyanın iklimi, bitki örtüsü, arazi yapısının olay üzerindeki etkisinin bilinmesinde coğrafyadan yararlanılır.

Örneğin Sarıkamış Harekâtında mevsimin kış olması olayı etkilemiştir. Ağır kış şartları altında yeterli donanıma sahip olmayan Türk askeri soğuktan ve açlıktan şehit olmuştur.

Arkeoloji: Kazı bilimi demektir. Toprak ve su altında kalmış tarihsel kalıntıların bulunması ve ortaya çıkarılması yoluyla tarih bilimine yardımcı olmak tadır. Arkeoloji, özellikle tarih öncesi devirlerin aydınlatılmasında son derece önemli bir yer tutmak tadır.

Kronoloji: Takvim bilimi de denir. Olayların zaman sıralamasını yaparak olaylar arasında neden-sonuç ilişkisi kurulmasını sağlar.

Antropoloji: Irk bilimidir. İnsan ırkını araştırır. Fiziki ve sosyal diye ikiye ayrılır. Fiziki antropoloji insan ırkının biyolojik ve fiziksel özelliklerini incelerken sosyal antropoloji farklı kültürler arasındaki ilişkileri inceler.

Edebiyat: Duygu ve düşünceleri yazı ile anlatma sanatı olan edebiyat şiir, roman, hikâye, destan gibi konuları içerisinde barındırır. Bu gibi eserlerin çözümlenmesiyle tarihi bilgiler elde ederiz.

Paleografya: Eski yazıları inceler. Tarih boyunca kullanılan alfabeleri çözerek, belgelerin okunmasını sağlar.  Örneğin Mısır uygarlığına ait hiyeroglif yazısını çözümler.

Epigrafi: Anıt ve kitabelerdeki yazıların çözümlenmesi ve yorumlamasını yapar. Yani sert cisimler üzerindeki yazıları inceler. Örneğin Kırgızların Yenisey Anıtlarının incelenmesi epigrafinin alanına girmektedir.

Sosyoloji: Toplum bilim demektir. Toplumsal olayların bağlı olduğu kuralları, toplumların kurmuş olduğu kuruluşların toplum üstündeki etkisini inceleyerek tarih bilimine yardımcı olur.

Filoloji: Dil bilimidir, diller arasındaki ilişkiyi inceler. Örneğin Sümerlerin tıpkı Türkler gibi Ural-Altay dil grubuna mensup olduğu filolojik tetkikler sonucu ortaya çıkmıştır.

Diplomatik: Ferman, antlaşma, berat, ahitname vb. belgeleri şekil ve içerik bakımından inceleyen bilimdir. Diplomatik belgelerin gerçek olup olmadığını, belgeler üzerindeki işaretlerin ne anlama geldiğini belirterek tarih bilimine yardımcı olur.

Nümizmatik (Meskukat):  Eski paralar üzerinde bulunan yazı ve tasvirler ile paraların hangi uygarlığa ait olduğu hakkında bilgi verir. Eski bir paraya bakarak devletin ekonomik durumu, sanat anlayışı, gibi konularda bilgi elde edebiliriz.

Sanat Tarihi: Resim, heykel, mimarlık, özgün baskı, fotoğrafçılık vb. sanatlar sanat tarihi konusuna girer. Toplumların kültür seviyesini ve medeniyete olan katkılarını araştırarak tarihe yardımcı olur. Örneğin Mısır Medeniyetindeki piramitlere bakarak Mısır uygarlığının gelişmişlik düzeyi hakkında fikir sahibi olabiliriz.

Kimya: Tarihi bulguların hangi döneme ait olduğunu kimya biliminde kullanılan karbon 14 metodu ile tespit edebiliriz. Yine yazılı bir belgenin gerçek olup olmadığı, kullanılan kağıt ve mürekkebin cinsi vb. konular yapılan kimyasal analizler sonucu ortaya çıkmaktadır.

İstatistik: Elde edilen verileri analiz etmek ve yorumlamaktır. Bu bilim nüfus dağılımı, vergi toplam, asker sayısı vb. konularda tarih bilimine yardımcı olmaktadır.

Onomatoloji(Onomastik): Yer adlarının belirlenmesinde, isimlerin nereden geldiği, anlamlarının ne olduğunu ve birbirleriyle olan ilişkisini inceler.

Sicilografi: Mühür bilimi demektir.

Heraldik: Arma bilimidir.

Arkeometri: Arkeolojik buluntuların tarihlenmesinde, kronolojik araştırmaların düzenlenmesinde tarihe yardımcı olur.

Etnografya: Örf, gelenek ve görenekleri inceler. Olayların kültürel nedenlerin anlaşılmasında tarih bilimine yardımcı olur.


Etkinlik : Türk Kahvesi

turk.kahvesi

İstanbul’da olsun Anadolu’da olsun eski Türk konaklarında ve evlerinde yapılan toplantılarda misafirlere büyük bir özenle pişirilerek ikram edilirdi. Kahvenin özel bir şekli ve hazırlamada kullanılan özel kapları vardır. Çiğ ve çekirdek kahve önce kahve tavalarında kavrulur, buradan kahve soğutuculara aktarılır, soğuduktan sonra değirmende öğütülerek toz haline getirilir ve kahve kutularında saklanırdı. Kahve pişirmede güğüm veya cezve kullanılırdı. Bazı bölgelerde kahve ”kahve sitili” denen mangal ve güğüm takımlarında pişirilirdi. Telve dibe çöktükten sonra suyu kahve fincanlarına konularak ikram edilirdi. Fincanlar porselenden yapılmıştır. Bunlar kulpsuz olup gümüş, altın gibi maddelerden yapılan fincan zarfı içine konmaktadır. (kaynak: http://www.etnografyamuzesi.gov.tr/)


Tarihin Diğer Bilimlerle İlişkisi ile ilgili yazımız hakkındaki görüşlerinizi veya sorularınızı yorum kısmından bize yazabilirsiniz.

Yasal Uyarı: Yayınlanan yazıların/içeriklerin tüm hakları “tarihyolu.com” aittir. Kaynak gösterilse dahi yazının/içeriğin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan yazının bir bölümü, alıntılanan yazıya/içeriğe aktif link verilerek kullanılabilir.

Bir Cevap Yazın