OSMANLI DEVLETİNDE İSYANLAR VE DÜZENİ KORUMA ÇABALARI
-XVI ve XVII. yüzyıllarda Osmanlı Devleti, bazı muhalif hareketlerle uğraşmak zorunda kalmıştır.
-Osmanlı Devleti, bir taraftan Avusturya ve İran ile savaşırken diğer taraftan da iç isyanlarla mücadele etmiştir.
-Bu isyanlar merkezde Yeniçeri; Anadolu’da Celâli ve Suhte İsyanlarıdır.
Celâli ve Suhte İsyanları
-Yavuz Sultan Selim Dönemi’nde Bozoklu Şeyh Celâl adında bir kişi mehdilik iddiasıyla Tokat civarında isyan başlatmıştır.
-Bundan sonraki isyanlar, halk arasında onun adına nispetle Celâli İsyanları olarak anılmaya başlanmıştır.
-XVI. yüzyılda Anadolu’da hızlı bir nüfus artışı yaşanmış, fetihlerin de azalmasıyla mevcut toprak ve kaynaklar artan nüfusa yetersiz gelmeye başlamış, toplum düzeninde bozulmalar ve Anadolu’da işsiz güçsüz bir kalabalık oluşmuştur.
-1591-1595 yılları arasında yaşanan uzun süreli kuraklık da eklenince Anadolu’da Celâli İsyanları tekrar başlamıştır.
-Haçova Savaşı’nda, Sivas sancakbeyine vekâlet etmiş paralı bir asker olan Karayazıcı’nın devlete karşı isyanı, ilk büyük Celâli İsyanı’dır.
-Sivas sancakbeyi görevinden alınınca işsiz kalan Karayazıcı; tımarları elinden alınan sipahileri, başıboş sekban ve leventleri etrafına toplayarak yağma hareketine başlamıştır.
-Anadolu toprakları; Karayazıcı, Deli Hasan, Tavil Halil, Kalenderoğlu Mehmed, Canboladoğlu gibi makam peşinde olan Celâli liderlerinin eşkıyalık hareketleriyle talan olmuştur.
-Celâli İsyanları, devletin para sıkıntısı çekmesini, ürünlerin fiyatlarının yükselmesini ve Anadolu’da sosyal düzenin bozulmasını doğrudan etkilemiştir.
Ayaklanmalar, “Büyük kaçgun” adıyla anılan Anadolu köylüsünün geniş çaplı bir göçe başlamasında etkili olmuştur.
-Bu göçler sonucunda başta İstanbul olmak üzere büyük şehirler güvenli yerler olmaktan çıkmış, bu şehirlerde asayiş ciddi bir sorun hâline gelmiştir.
Yeniçeri İsyanları
-Yeniçeri İsyanlarının çoğu İstanbul’da gerçekleşmiştir.
-Devlet adamları arasında iktidar mücadeleleri ve ekonomik sıkıntılar bu isyanların temel sebepleridir.
-IV. Mehmed döneminde isyan eden yeniçeriler Sultan Ahmed Meydanı’ndaki çınar ağacına asıldığı için bu olaya Vaka-i Vakvakiye (Çınar Vakası) denilmiştir.
-Yeniçeri İsyanları, önemli devlet adamlarının idam edilmesine, liyakatsiz kişilerin üst makamlara getirilmesine, sık sık padişah değişikliklerinin yaşanmasına, merkezî otoriteyi sarsılmasına, devlet idaresinin bozulmasına ve yapılmak istenen ıslahatların sonuçsuz kalmasına neden olmuştur.
Ekber ve Erşed Sistemi
-Osmanlı Devleti’nde, hanedan üyelerinden hangisinin tahta geçeceğini belirleyen kesin bir kuralın olmayışı, taht mücadelelerine sebep olmuştur.
–Fetret Devri’nde Yıldırım Bayezid’in oğulları arasında yaşanan taht kavgaları ve sonrasında meydana gelen Şehzade Mustafa Vakası, Fatih’in ölümü üzerine tahta geçen II.Bayezid ile Cem Sultan arasında taht mücadeleleri, I. Selim’in babasını tahttan inmeye zorlaması ve sonrasında kardeşleri ile yeğenlerine karşı giriştiği mücadele, Kanuni Sultan Süleyman Dönemi’nde yaşanan Şehzade Mustafa Olayı gibi gelişmeler, devlette önemli siyasi sıkıntılar meydana getirmiştir.
-Taht mücadelelerinde devletin siyasi karışıklıklar içinde kalması hatta yıkılma tehlikesi yaşaması üzerine Fatih, “kardeş katli” olarak bilinen uygulamayı getirmiştir.
-Kanuni Dönemi’nde, Şehzade Bayezid’in isyan etmesinden sonra padişahın en büyük oğlu sancaklara gönderilmeye başlanmış ve diğer şehzadeler sarayda tutulmuştur.
III. Mehmed, sancakta yetişen son şehzade olarak 1595’te Osmanlı tahtına çıkmış, onun döneminden itibaren sancağa çıkma tamamen kaldırılmıştır.
-Osman Bey’den I. Ahmet’e kadar babadan oğula geçen taht, bundan sonra hanedanın en büyük üyesine geçmeye başlamıştır. Bu yeni uygulama ile saltanatın babadan oğula geçme yöntemi yerine en yaşlı hanedan üyesinin tahta geçmesi demek olan “Ekber ve Erşed Sistemi”ne geçilmiştir.
-XVII. yüzyıl, Osmanlı Devleti’nde taht mücadelelerinin yaşanmadığı bir dönem olmuştur.
Çözüm Arayışları ve Layihalarda Osmanlı
-XVI. yüzyılın son çeyreğinden itibaren Klasik Dönem Osmanlı düzeni çözülme ve değişim sürecine girmiştir.
-Devletin bu buhrandan kurtulmak için yeni ve kalıcı tedbirlerin alınması gerektiğini düşünen devlet erkânı, nasihatname tarzında raporlar düzenlemiştir.
-Bu raporlar, layiha ve risale olarak adlandırılmıştır.
-Hazırlanan layihalar, XVI. asırdan itibaren yaşanan olumsuz gelişmeleri geleneksel devlet ve toplum düzeninin terkedilmesine bağlamıştır.
-Osmanlı sadrazamlarından Lütfi Paşa, tespit ettiği sorunları ve çözüm önerilerini “Âsafnâme” adlı risalesinde anlatmıştır.
-XVI. yüzyıl aydınlarından Gelibolulu Mustafa Ali ise layihasında olumsuzlukların en önemli nedeni liyakat sahibi olmayan kişilerin yönetici olarak atanmasına bağlamıştır.
-IV. Murad ve I. İbrahim zamanında yaşamış XVII. yüzyılın önemli devlet adamlarından biri olan Koçi Bey ise sıkıntıların önüne geçilebilmesi için yöneticilerin, olayların iç yüzünü öğrenmesi gerektiğine inanmıştır.
-XVIII. yüzyılın başlarında yazdığı risalesinde Defterdar Sarı Mehmed Paşa, üretime elverişli toprakların kesinlikle atıl bırakılmaması gerektiğini belirtmiştir.
-Layiha ve risale yazarları, Osmanlı devlet ve toplumunu gözlemlerken Avrupa’da meydana gelen olaylar yerine, yalnızca devlet içerisinde meydana gelen değişmeler üzerine yoğunlaşmıştır.
Osmanlı Devletinde İsyanlar ve Düzeni Koruma Çabaları Özet ve Maddeler Halinde
- XVI ve XVII. yüzyıllarda Osmanlı Devleti, bazı muhalif hareketlerle uğraşmak zorunda kalmıştır.
- Osmanlı Devleti, bir taraftan Avusturya ve İran ile savaşırken diğer taraftan da iç isyanlarla mücadele etmiştir.
- Bu isyanlar merkezde Yeniçeri; Anadolu’da Celâli ve Suhte İsyanlarıdır.
Temel – Ortak Neden: Merkezi otoritenin ve ekonominin bozulması
Celâli ve Suhte İsyanları
Yavuz Sultan Selim Dönemi’nde Mısır Seferi’nden sonra Bozoklu Şeyh Celâl adında bir kişi mehdilik iddiasıyla Tokat civarında isyan başlatmıştır.
Bundan sonraki isyanlar, halk arasında onun adına nispetle Celâli İsyanları olarak anılmaya başlanmıştır.
Celali İsyanların Nedenleri?
- Köylünün vergisini ödeyememesi
- Savaşların uzun sürmesi ve alınan yenilgiler
- Alım gücünün düşmesi ve kıtlık
- Tımar sisteminin bozulması
- Merkezi otoritenin zayıflaması ve devlet adamlarının yetersizliği
Celali İsyanların Sonuçları
- Anadolu’da binlerce insanın hayatına mal oldu.
- Anadolu’da huzur ve güven ortamı kalmadı.
- Topraklar işlenemez hale geldi. Üretim azaldı.
- Vergiler düzenli toplanamayınca Osmanlı ekonomisi zayıfladı.
- Bu problemlerle uğraşan Osmanlı Devleti Avusturya ve İran karşısında zor durumda kaldı.
Not: Ayaklanmalar, “Büyük kaçgun” adıyla anılan Anadolu köylüsünün geniş çaplı bir göçe başlamasında etkili olmuştur
Not: Bu göçler sonucunda başta İstanbul olmak üzere büyük şehirler güvenli yerler olmaktan çıkmış, bu şehirlerde asayiş ciddi bir sorun hâline gelmiştir.
Önemli Celali İsyanlar
Karayazıcı | Deli Hasan | Tavil Halil |
Kalenderoğlu Mehmed | Canboladoğlu | Vardar Ali Paşa |
Suhte İsyanları
Suhte İsyanlarının Nedenleri?
- Klasik eğitim sisteminin bozulması
- Beşik Ulemalığı (Ulema sınıfının çocuklarına ayrıcalık verilmesi)
- Rüşvetin yaygınlaşması
- Medrese kapasitesi üzerinde öğrenci alınması
- Medreselerin işsiz güçsüzlerin geçim yerine haline gelmesi
- Mezunların iş bulamaması
Suhte İsyanlarının Sonuçları
- Eğitim sistemi bozuldu. Anadolu’da devlet otoritesi bozuldu. Anadolu’da çıkan ilk celali isyanlar medrese öğrencileri tarafından çıkarılmıştır.
Yeniçeri İsyanları
Yeniçeri İsyanlarının Nedenleri
- Devlet yönetiminde etkili olmak isteyen bazı devlet adamlarının yeniçerileri kışkırtmaları
- Yeniçerilerin cülus bahşişi almak için sık sık padişah değiştirmeleri
- Yeniçerilerin maaşlarının zamanında ödenmeme[1]si ve maaşların ayarı düşük para ile ödenmesi (Kırpık Akçe, Züyuf Akçe)
- Yeniçerilerin elde ettikleri ödünleri kaybetmek istememeleri
- Asker alımında ocağın şartlarına uymayan askerlerin alınması
- Saray kadınları, saray ağaları ve vezirlerin makam mansıp çatışması
Yeniçeri İsyanlarının Sonuçları
- Devlet otoritesi sarsılmıştır.
- Devlet memurluğu cazibesini yitirmiştir.
- İstanbul’da asayiş ve güven bozulmuştur. Birçok ıslahat sonuçsuz kalmıştır.
- Ordunun gücü azalmış, disiplin bozulmuş[1]tur.
- Yeniçerilerin, yönetim üzerinde etkinliği artmıştır.
Ekber ve Erşed Sistemi
Osmanlıda Veraset Sistemindeki Değişiklikler:
I.Murat: Ülke padişah ve oğullarındır.
II. Mehmet (FSM): Ülke padişahındır. Kardeş katli uygulaması
I.Ahmet: Ekber ve Erşed
Osmanlı tahtına en olgun ve en yaşlı şehzadenin çıkması
Olumlu Yanı: Taht kavgalarını engellendi.
Olumsuz Yanı: Şehzadelerin sancağa çıkma usulüne son verilip hayatlarını Topkapı Sarayında geçirmelerine sebep olmuştur. Bu da şehzadelerin halkı tam iyi tanımama[1]sına, tecrübesiz tahta çıkmasına sebep olmuştur. Böylece padişah otorite kurmakta zorlanmış saray kadınları ve diğer devlet adamlarının etkisinde kalmıştır.
Not: III. Mehmet, sancakta yetişen son şehzade olarak 1595’te Osmanlı tahtına çıkmıştır.
Çözüm Arayışları ve Layihalarda Osmanlı
Devleti içine düştüğü zor durumdan kurtarmak için kalıcı tedbirler alınmasını gerektiğini düşünen devlet adamlarının yazmış olduğu raporlara “lahiya veya risale” denir.
Lahiya Hazırlayan Devlet Adamları ve Çözüm Önerileri:
Lütfi Paşa: Âsafnâme adlı eserinde tespit ettiği sorunları ve çözüm önerilerini aktarmıştır. Devlet gelir gider dengesini iyi tutmalıdır.
Koçi Bey: Risalesinde toprak ve askerlik sisteminin bozulmasına değinmiştir. Vergilerin makul bir seviyeye getirilmesini önermiştir.
Defterdar Mehmet Paşa: üretime elverişli toprakların kesinlikle atıl bırakılmaması gerektiğini belirtmiştir.
Gelibolulu Mustafa Ali: Layihasında olumsuzlukların en önemli nedeni liyakat sahibi olmayan kişilerin yönetici olarak atanmasına bağlamıştır.
Önemli: Layiha ve risale yazarları, Osmanlı devlet ve toplumunu gözlemlerken Avrupa’da meydana gelen olaylar yerine, yalnızca devlet içerisinde meydana gelen değişmeler üzerine yoğunlaşmıştır.