Devletçilik

Devlet, Vatan bilinen toprak üzerinde ya­şayan insanların belli bir düzen içinde ya­şamlarını sürdürmelerini sağlayan otoritedir.

Tanımı: Devletçilik genel anlamda, bir ekonomi siyaseti olarak, “devletin, halkın yanında halkla birlikte doğrudan yatırımcı ve üretici olarak ekonomik hayata girmesidir.” Geniş anlamda ise “devletin, siyasi, askeri, ida­ri, ekonomik, toplumsal ve kültürel alanda kısacası hayatın her alanında devletin dü­zenleyiciliği ve etkinliği” anlaşılmalıdır.

Devlet, özel sektör işletmeleri ile devlet işletmelerini dengeli kılar. Birinin diğerini yok etmesine izin vermez. Bu sistem, ekonomik yaşamın düzenlenme­sini yalnızca özel sektöre bırakan “Libera­lizm” ile, ekonominin tamamının devlet dene­timinde olduğu “Sosyalist” ekonomik model­lerden ayrılır. Devletçilik, Türkiye’nin kendine özgü bir karma ekonomi siyasetidir.

Uyarı: Günümüzde büyük ölçüde geçerliliğini yitirmiştir ancak ülke güvenliği ve halkı doğrudan ilgilendiren alanlarda( sağlık, ulaşım, eğitim, savunma vb.) halen uygulamadadır.

Devletçilik sınıf farklılıklarını önleyerek sosyal barışı sağlar.

Sosyal adaleti ve sosyal güvenliği gerçek­leştirmek için her alanda etkili olmalıdır. Bu anlayışı ile Devletçilik, Halkçılık ilkesinin de tamamlayıcısıdır.

Devlet, ekonomik yaşamda özel sektöre karşı olmamış aksine destekleyici ve teşvik­çi olmuştur. Kurduğu bankalar aracılığı ile maddi anlamda destekleyici olurken “1927 Teşviki Sanayi Kanunu” başta olmak üzere çıkar­dığı kanunlar ile de yasal olarak destek olmuştur. Devlet-Özel sektör, birbirinin tamamlayıcısıdır.

Atatürk’e göre, devletçilik, çağdaş ve güçlü bir devlet meydana getirmenin temel aracıdır. Güçlü bir devletin, ancak güçlü bir ekonomi ile sağlanabileceğini; “Si­yasi ve askeri zaferler ne kadar büyük olursa olsun, ekonomik zaferlerle taçlandırılmazsa kazanılacak başarılar yaşayamaz, az zaman­da söner.” sözleri ile açıklamıştır.

DEVLETÇİLİK İLKESİ DOĞRULTUSUNDA YAPILAN İNKILAPLAR

  • Bazı özel Türk kuruluşlarının devletleştirilmesi
  • Milli Korunma Kanunu
  • Yabancılara ait ekonomik kuruluşların devletleştirilmesi
  • Kalkınma planlarının hazırlanması (I. ve II. beş yıllık sanayi planlan)
  • Devlet Bankalarının kurulması (Sümerbank, Etibank)
  • Toplumsal ekonomiyi yakından ilgilendiren temel tüketim mallarının fiyatlarının yine devlet tarafından belirlenmesi
  • Eğitim, kültür ve sağlık sektörlerinde halkın ihtiyaçlarına cevap verebilmek için yatırımlar yapılması

Devletçilik İlkesini Gerekli Kılan Gelişmeler

  • Uzun süren savaşlardan yeni çıkılmış olması ve sermaye yetersizliği,
  • Teknoloji ve teknik eleman eksikliği,
  • Bilgi yetersizliği,
  • Uzun süre, ticaret ve sanayiyi ellerinde tutan azınlıkların savaştan sonra ülkemizi terk et­miş olmaları,
  • Dünyayı sarsan 1929 ekonomik krizin ülke­mizde özellikle tarım sektöründe yarattığı olumsuz etkiler.

Devletçiliğin Türk Toplumuna Sağladığı Faydalar

  • Türkiye ilk kez planlı ekonomiye geçmiştir.
  • Ekonomik kalkınmada bölgesel farklılıklar kaldırılmaya çalışıldı.
  • Yeni iş imkânları oluşturuldu.
  • Özel sektörün yapamadığı yatırımlar devlet tarafından yapıldı.
  • Üreticilere ürünlerini en iyi şekilde değerlendirme imkânı sağlandı.

Devletçilik ile ilgili Genel Yargılar

1-Devletçilik; devletin ekonomik, sosyal ve kültürel alanlarda daha hızlı bir gelişme sağlamak amacıyla yaptığı uygulamalardır.

2-Bu ilke halkçılığın tamamlayıcısıdır.

3-Ekonomide planlı kalkınma hedeflenmiştir.

4-Karma ekonomiyi esas alan devletçilik ilkesinde özel mülkiyetin olması, devletçiliği komünizmden ayırır.

5-Müdahalecidir; katı değildir.

6-Zamanın şartlarına göre değişmiştir.


Yasal Uyarı: Yayınlanan yazıların/içeriklerin tüm hakları “tarihyolu.com” aittir. Kaynak gösterilse dahi yazının/içeriğin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan yazının bir bölümü, alıntılanan yazıya/içeriğe aktif link verilerek kullanılabilir.

Bir Yorum

Bir Cevap Yazın